- Kitap
- Aile Kitaplığı
- Başvuru - Kaynak
- Bilişim - Elektronik
- Çocuk Kitapları
- Din
- Edebiyat
- Eğitim
- Ekonomi
- Etnik
- Felsefe - Düşünce
- Hobi
- Hukuk
- İletişim - Medya
- İslam
- Kişisel Gelişim
- Müzik
- Psikoloji
- Sanat - Mimarlık
- Sınavlara Hazırlık
- Siyaset
- Sosyoloji
- Spor
- Tarih
- Temel Bilimler - Mühendislik
- Tıp - Sağlık
- Turizm - Gezi
- Yemek Kitapları
- Sesli Kitap / Sesli Kitaplar
- Müzik
- Arabesk
- Rap & HipHop
- Türkçe Jazz (Caz) & Blues
- Halk Müziği
- Fantazi & Nostalji
- Türkçe Pop
- Türkçe Rock
- Film & Dizi Müzikleri
- Klasik Müzik
- Çocuklar & Aile İçin
- Oyun Havaları - Oriental
- Enstrumantal
- Diğer
- Dini Yayın
- Şiir & Anlatı
- Dans
- Kürtçe
- Etnik
- New Age
- Alternatif
- Elektro - Sufi - Chill Out
- Özgün Musik
- Tango Kanto Operet
- Karadeniz
- Alaturka
- Relax & Chill-Out
- İlahiler
- Film
- Mutfak Elektroniği
- Çubuk Blender Setleri
- Mikserler
- Mutfak Robotları
- Tost Makineleri
- Ekmek Kızartma Makineleri
- Elektrikli Pişiriciler
- Fritözler
- Mikrodalgalar
- Mini Fırınlar
- Mısır Patlama Makineleri
- Doğrayıcılar
- Katı Meyve Setleri
- Narenciye Sıkacakları
- Düdüklü Tencereler
- Seramik Tava
- Seramik Tencere
- Seramik Sahan
- Seramik Buharlı
- Ev Elektroniği
- Çay Kahve Makineleri
- Bebek Bakımı
- Ev Tekstili
- Anasayfa
- Kitap
- Hakan Tacal
- Çekirdek - Alacakaranlığa Doğuş
Yaklaşan fırtınayı hatırlıyorum.
Kara, kaynaşan kütlesini izlemiştik beraber Salacak'ta.
Eski İstanbul'dan bize doğru gelişini, altındaki o karanlığı.
Rüzgâr vardı... Bize yaklaşan geleceğe bakarken hayranlık ve şaşkınlık içindeydik.
O şey öyle canlı, hareketli, hatta kararlıydı ki; sanki onun gelişini
kaçınılmaz yapan bizdik.
Hatırlıyorum şimdi. Ve bu çok kötü.
Hayatın bu kadar yanlış gidebileceğini kim düşünebilirdi?
Fırtına...
Fırtına çok fena vurdu bizi.
Banyodaki işkence nihayet bitmişti...
Ben bininci kez buz gibi akan suyun altında yıkanmaya çalıştıktan sonra, vücudumun her parçasından apayrı titreyen çenemi de yanıma alıp dışarı çıkmıştım.
Kendimi, Zeyno'yu bıraktığım yerde; tam televizyonun karşısındaki koltukta çekirdek yerken buldum. Gary Grant, siyah-beyaz suretiyle gülümsüyordu ekrandan...
"Eğer beş dakika daha durursan, bu pozisyonda üçüncü saatine girmiş olacaksın Zeyno, bırak artık elinden şu çekirdeği..."
Tuzdan şişmiş dudaklarının arasında bir tane daha çıtlatırken, "Yardım et, daha var." dedi. Bir kazınmış saçlarına, bir çarşamba pazarından bulduğu pokemonlu geceliğine baktım. Beylik tanımlardan hangisini yapabilirdim ki onun için; Sevimli?.. Masum?.. Akıllı?..
Tam olarak hiçbiri değildi.
Tam olarak... Ne ahlaklıydı, ne sevecen, ne de şirin. Tam olarak hiçbir şey değildi. O meşhur ağlayan çocuk posteri etkisi yaratırdı bende.
Ve güneşin ilk ışığını, martılar aniden ötmeye başlamadan önceki o kimsesiz sessizliğin zamansızlığını severdi. Kötü içiciydi.
Ama belki doğrusu da oydu.
"Amacı ne?" derdi. "Sen kendinden geçmek için içmiyor musun sanki?"...
Ardından koltuğuna gömülür, eski filmleri izlerdi çoğunlukla. Bir üniversitede okuyordu galiba... Hangisi olduğunu ikimiz de hatırlamıyorduk.
Koltuğun kolçağına iliştim. Bir avuç tuzlu çekirdek aldım kesekâğıdından.
"Duramıyorsun değil mi?" dedim.
"Katherine Hepburn böyle ağlarken, duramıyorum." dedi.
Çok az vaktimiz vardı, çok.
ISBN: 9786055587192
Sayfa Sayısı: 100
Boyutları: 16,5 x 24,5 cm
Basım Tarihi: 2000 - Ocak
Konu: Türkçe Kitap - Çocuk Kitapları - Çocuk Çizgi Roman
Bu ürün hakkında henüz yorum yapılmadı.
Bu kitap hakkında bir yorum yazmak için, üye girişi üzerinden giriş yapmanız gereklidir.