Osmanlı İmpraratorluğunda Mülkiyet İlişkileri

İNSANLIĞIN onbinlerce yıldır biriktirdiği kültürün kundağıdır sarıldığımız kundak. Belirleyici olan da, bugün kendi tarihimizin kundağıdır.
Tarihimizin içine, zaman tüneline girerek varamayız, ama bilincimizle kavrayabiliriz bu dokuyu, örgüyü ve onun gelişmesinin, değişmesini, bugünkü biz olarak varolduğumuz, içerisinde devindiğimiz toplumsal yaşamı.
Tarihi ve kendi tarihimizi algılayış, ne geçmişin kimi dönemlerde ünü büyümüş günlerine özlemidir, ne de büyüklenme ya da küçüklenme nedenidir. Toplumsal varlığın oluşumunu, gelişimini, değişimini belirleyen tarimizi bilmek ve bugünkü kendimizi tanımak kadar geleceği bilinçli olarak, kendi bilgimiz ve bilincimizle kurmanın, kurabilmenin de gereğidir.
BİLİMSEL sosyalizmin klasikleri yeni yayınlanmaya başlandığı dönemde, asya biçimi, gecikmişliğimizin, geri kalmışlığımızın ve bunun yanı sıra bürokratik egemenliğin açıklanmasında, bir "nahtar" gibi algılandı. Pek de sevildi. Giderek de unutuldu.
Asya biçiminin tartışılması, bize, kadim toplumların özellikle toprak mülkiyeti açısından daha derinliğe çözümlenmesinin ilk uçlarını verdi. İnsanlığın toplumsal tarihinin mülkiyet açısından irdelenmesi, kendi tarihimizi çözümlememize olanak sağladığı kadar, insanlığın gelişmesine daha temelden eğilmemize de olanak sağladı.
BU kitapçıkta, okur, gerek İmparatorluktaki mülkiyet ilişkilerini, gerek bu toprak mülklerin Cumhuriyette aldığı biçimleri tanıma olanağı bulurken, bir yandan da asya biçiminin bir bakıma teorik bir açıklamasını da bulacak.

Sprache: Türkisch
ISBN: 975351005X
Seiten: 225
Größe: 13,6 x 19,5 cm.
VÖ-Datum: Ankara / 1989 - Şubat
Kategorie: Türkische Bücher