- Kitap
- Aile Kitaplığı
- Başvuru - Kaynak
- Bilişim - Elektronik
- Çocuk Kitapları
- Din
- Edebiyat
- Eğitim
- Ekonomi
- Etnik
- Felsefe - Düşünce
- Hobi
- Hukuk
- İletişim - Medya
- İslam
- Kişisel Gelişim
- Müzik
- Psikoloji
- Sanat - Mimarlık
- Sınavlara Hazırlık
- Siyaset
- Sosyoloji
- Spor
- Tarih
- Temel Bilimler - Mühendislik
- Tıp - Sağlık
- Turizm - Gezi
- Yemek Kitapları
- Sesli Kitap / Sesli Kitaplar
- Müzik
- Arabesk
- Rap & HipHop
- Türkçe Jazz (Caz) & Blues
- Halk Müziği
- Fantazi & Nostalji
- Türkçe Pop
- Türkçe Rock
- Film & Dizi Müzikleri
- Klasik Müzik
- Çocuklar & Aile İçin
- Oyun Havaları - Oriental
- Enstrumantal
- Diğer
- Dini Yayın
- Şiir & Anlatı
- Dans
- Kürtçe
- Etnik
- New Age
- Alternatif
- Elektro - Sufi - Chill Out
- Özgün Musik
- Tango Kanto Operet
- Karadeniz
- Alaturka
- Relax & Chill-Out
- İlahiler
- Film
- Mutfak Elektroniği
- Çubuk Blender Setleri
- Mikserler
- Mutfak Robotları
- Tost Makineleri
- Ekmek Kızartma Makineleri
- Elektrikli Pişiriciler
- Fritözler
- Mikrodalgalar
- Mini Fırınlar
- Mısır Patlama Makineleri
- Doğrayıcılar
- Katı Meyve Setleri
- Narenciye Sıkacakları
- Düdüklü Tencereler
- Seramik Tava
- Seramik Tencere
- Seramik Sahan
- Seramik Buharlı
- Ev Elektroniği
- Çay Kahve Makineleri
- Bebek Bakımı
- Ev Tekstili
- Anasayfa
- Kitap
- Sigmund Freud
- Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları
Kitap için seçilen ilk başlık Das Unglück in der Kultur (Kültürdeki Mutsuzluk) idi. Ama Unglück' daha sonra Unbehagen'e değiştirildi ki rahatsızlık,' hoşnutsuzluk,' sıkıntı' gibi anlamlara gelir ve Fransızca malaise' ile karşılanabilir. Freud çevirmeni Mrs. Riviere'ye bir mektupta Man's Discomfort in Civilization/İnsanın Uygarlıktaki Rahatsızlığı gibi biraz hantal bir başlık önerdi; ama sonunda güçlüğe ideal çözümü bulan Mrs. Riviere'nin kendisi oldu Discontent/Hoşnutsuzluk. Kitabın ana teması içgüdünün istemleri ve uygarlığın kısıtlamaları arasındaki karşıtlıktır.
Freud içgüdünün her durduruluşunu bilinçsiz ya da baskı olarak gördüğü düzeye dek, gerçek bir alışkanlık olan törel belirlenimleri de birer baskı anlatımı olarak, birer sinirce belirtisi olarak, böylece törel yaşamın kendisini bir tür rahatsızlık olarak görmeye götürülür. Hiç kuşkusuz törel alışkanlıklar, özellikle gelenekler sorgulanmaz, çünkü sorgulanmaları, kuşku altına düşürülmeleri toplumsal yapının olumsuzlanması olacaktır. Özellikle geleneklerin salt öyle geldikleri için sorgulanmadan kabul edilmeleri asıl usdışı karakterlerini gizler. Gelenek ancak kendini sorgulanmaya bağışık kılarak sürebilir. Ama alışkanlık = baskı denklemi geçersizdir. Alışkanlık bilinçsiz ya da bilinçaltında değildir.
Freud yine geçersiz özdeşleştirmesine koşut olarak duyunç = üst-Ben denklemini de ileri sürer. Ama tıpkı alışkanlığın, eğer Freud'un kendi terminolojisini kullanırsak, ön-bilince ait olması ya da bilince çıkmasının önünde bir baskı engelinin olmaması gibi, duyunç da bilinçsiz bir yargı yetisi değildir. Tam tersine, duyunç baştan sona bilinçli olandır, gerçekte insan özgürlüğünün gerçek kaynağıdır ve insanı moral bir varlık yapan yetidir.
Freud bilinçsizin alanını duyuncu ve dolayısıyla istenci de yutacak denli ileri sürmekle insanı özsel olarak ne yaptığını hiçbir biçimde bilmeyen bir varlık olarak görme yanılgısına götürülür. Hiç kuşkusuz baskı Doğaya değil Tine aittir: Hayvanlar dünyasında bilinçaltı ya bilinçsiz alanı yoktur. Ya da içgüdü ve bilinçsiz bir etmenin dürtüsü aynı şey değildir. Ve gene de, eğer üst-Bene duyunç işlevini üstlenirse, nihilizm kaçınılmadır: Bilinçaltı insan özünde son sözü söyler, İstenç ve Duyunç olanaksızdır. Freud'un kendi sözleri ile, Üst-Ben bizim tarafımızdan çıkarsanan bir etmen ve duyunç ona başka işlevlerin yanısıra yüklediğimiz bir işlevdir. Freud bütün bir ruhçözümleme kuramına yayılan bu Duyunç = üst-Ben denkleminin insan özgürlüğü ile bağdaşmadığını, ondan moral bir varlık olma karakterini uzaklaştırdığını anlamış görünmez. Bilinçsiz üst-Ben, bilinçsiz bir suçluluk duygusu, bilinçsiz bir cezalandırma dürtüsü gibi etmenlerin birincilliği insanı ahlaksal değil, ama ahlaksal-olmayan, aslında ahlaksız bir varlık yapar, çünkü insan özgür, bilinçli Duyuncu ile yargıda bulunduğu düzeye dek ahlaksal bir varlıktır. Ve bu Freud'un insan doğasının kavramlarını sık sık uygunsuz bir dilbilgisi terminolojisi ve mitolojik benzetmeler yoluyla anlatmasına bağlı olarak doğan biricik sorun değildir. Ama ruhçözümleme kuramının böyle problemlerinin olması kuramın iyileştirilemeyecek ve tamamlanamayacak olduğu anlamına gelmez. Freud'un Uygarlık üzerine çalışmasının büyük bir bölümü (özellikle VII ve VIII'inci Bölümlerde) suçluluk duygusunun doğasının daha öte araştırılması ve durulaştırılması ile ilgilidir. Freud suçluluk duygusunu uygarlığın gelişiminde en önemli sorun olarak sunma niyetini bildirir. Ve bu, kendi payına, bu çalışmanın ikinci büyük sorunu için yokedici içgüdü için zemindir.
Aziz Yardımlı
ISBN: 9772146349009
Sayfa Sayısı: 136
Boyutları: 10,0 x 17,0 cm
Basım Tarihi: 2000 - Ocak
Konu: Türkçe Kitap - Felsefe - Düşünce - Genel Felsefe
Bu ürün hakkında henüz yorum yapılmadı.
Bu kitap hakkında bir yorum yazmak için, üye girişi üzerinden giriş yapmanız gereklidir.