- Kitap
- Aile Kitaplığı
- Başvuru - Kaynak
- Bilişim - Elektronik
- Çocuk Kitapları
- Din
- Edebiyat
- Eğitim
- Ekonomi
- Etnik
- Felsefe - Düşünce
- Hobi
- Hukuk
- İletişim - Medya
- İslam
- Kişisel Gelişim
- Müzik
- Psikoloji
- Sanat - Mimarlık
- Sınavlara Hazırlık
- Siyaset
- Sosyoloji
- Spor
- Tarih
- Temel Bilimler - Mühendislik
- Tıp - Sağlık
- Turizm - Gezi
- Yemek Kitapları
- Sesli Kitap / Sesli Kitaplar
- Müzik
- Arabesk
- Rap & HipHop
- Türkçe Jazz (Caz) & Blues
- Halk Müziği
- Fantazi & Nostalji
- Türkçe Pop
- Türkçe Rock
- Film & Dizi Müzikleri
- Klasik Müzik
- Çocuklar & Aile İçin
- Oyun Havaları - Oriental
- Enstrumantal
- Diğer
- Dini Yayın
- Şiir & Anlatı
- Dans
- Kürtçe
- Etnik
- New Age
- Alternatif
- Elektro - Sufi - Chill Out
- Özgün Musik
- Tango Kanto Operet
- Karadeniz
- Alaturka
- Relax & Chill-Out
- İlahiler
- Film
- Mutfak Elektroniği
- Çubuk Blender Setleri
- Mikserler
- Mutfak Robotları
- Tost Makineleri
- Ekmek Kızartma Makineleri
- Elektrikli Pişiriciler
- Fritözler
- Mikrodalgalar
- Mini Fırınlar
- Mısır Patlama Makineleri
- Doğrayıcılar
- Katı Meyve Setleri
- Narenciye Sıkacakları
- Düdüklü Tencereler
- Seramik Tava
- Seramik Tencere
- Seramik Sahan
- Seramik Buharlı
- Ev Elektroniği
- Çay Kahve Makineleri
- Bebek Bakımı
- Ev Tekstili
- Anasayfa
- Kitap
- Ali Ekber Karakaş
- Ölü Zaman Kuyuları
Takipler, baskılar, kovalamacaların ardında başka bir dünyaya giden yolların arayışı vardı. Ölü Zaman Kuyuları, berrak bir ışığa açılan koridoru simgeliyordu. Koridorun önünden taşlar çekilip yollar aydınlanınca Şeyh Bedrettin'den, Hallac-ı Mansur'a, Baba Mansur'a, Baba İshak'a açılan kapılar ortaya çıktı. Kendini ibadette sananların çoğu, bir ibadetin esas nedenine ve Tanrının yüzlerinden birisi olan bu dünya bahçesine ilgisizdi. Ortalık harap ve zamanın gidişatı kötüydü.
Hatırlamayı bilmeyenin hakikate erişme şansı yoktu. Ölü bir kabuğun yeşilini, kendilerini sarıp sarmalamasını ibadet sananlar kabuklarını kırmadıkça, kendi kendini yeşertmedikçe, dallarını çiçeklendirmedikçe kuru bir kütükten başka bir varoluşu kazanamazdı.
İki yol vardı önünde. İki yol da iki ucu keskin kılıçtı. Ya kolay olan yolu seçip, gördüklerini yok sayarak halkı ve halk gerçeğini yaşatan Hak'kı bilincinden silecekti. Böyle yaparsa Bedrettin halkının sesini ve acılı yoksul sıcağını unutacaktı.
Ya da zor olanı seçip, Bedrettin halkının direncini yüklenecekti. Sonra o yükle Karaburun'dan Deliorman'a, Serez'e, Diyar-ı Rum Adalarına, Amasya, Tokat, Sivas ve Dersim'e geçip, yükünü çoğalttıkça arınacak, hakikatin sırrını anladıkça hafifleyecekti. Bilmek gerekirdi eli değnekli, bir derviş olup dolaşmak, kök karıştırmak, nemli bir kök saçağı bulmak yeterli miydi? Hıristiyan diyarında hayat ve ilim ne hale gelmişti.
Ormanın kuytusunda yaşayıp, fen ve biyoloji ilimlerinde ortaya çıkan değişiklikleri anlamadan, yalnızca inanç ve hakikatin sırrını arayarak Bedrettin ülkesinin halkı yeniden ayağa kaldırılabilir miydi? Varidat'in sayfalarını açtı. Orada duran ilmi hakikati, yeni fikirlerle karşılaştırıp muhasebesini yaptı. Ne diyordu mürşidlerin mürşidi Bedrettin: "Her şahsın hakikati kavraması diğerinden farklıdır. Önemli olan kıvamı hazırlayıp, fikirlerle toprak ve hayat kardeşliğinin önünü açabilmektir."
Kırılan bilgiyi yapıştırmakla zamanı tüketenler, hakikat mücadelesinde yenilmişlerdi. Dünün çözülmemiş karmaşası ve aidiyet tartışmasından kaynaklanan setin önünde, batı fikirli öncüler diz çökmüştü. Arkalarındaysa, çatlakları korku ve inkar sızdıran zaman tünelleri kalmıştı.
ISBN: 9789758663224
Sayfa Sayısı: 216
Boyutları: 14,0 x 21,0 cm
Basım Tarihi: 2002
Konu: Türkçe Kitap - Edebiyat - Deneme
Bu ürün hakkında henüz yorum yapılmadı.
Bu kitap hakkında bir yorum yazmak için, üye girişi üzerinden giriş yapmanız gereklidir.