- Kitap
- Aile Kitaplığı
- Başvuru - Kaynak
- Bilişim - Elektronik
- Çocuk Kitapları
- Din
- Edebiyat
- Eğitim
- Ekonomi
- Etnik
- Felsefe - Düşünce
- Hobi
- Hukuk
- İletişim - Medya
- İslam
- Kişisel Gelişim
- Müzik
- Psikoloji
- Sanat - Mimarlık
- Sınavlara Hazırlık
- Siyaset
- Sosyoloji
- Spor
- Tarih
- Temel Bilimler - Mühendislik
- Tıp - Sağlık
- Turizm - Gezi
- Yemek Kitapları
- Sesli Kitap / Sesli Kitaplar
- Müzik
- Arabesk
- Rap & HipHop
- Türkçe Jazz (Caz) & Blues
- Halk Müziği
- Fantazi & Nostalji
- Türkçe Pop
- Türkçe Rock
- Film & Dizi Müzikleri
- Klasik Müzik
- Çocuklar & Aile İçin
- Oyun Havaları - Oriental
- Enstrumantal
- Diğer
- Dini Yayın
- Şiir & Anlatı
- Dans
- Kürtçe
- Etnik
- New Age
- Alternatif
- Elektro - Sufi - Chill Out
- Özgün Musik
- Tango Kanto Operet
- Karadeniz
- Alaturka
- Relax & Chill-Out
- İlahiler
- Film
- Mutfak Elektroniği
- Çubuk Blender Setleri
- Mikserler
- Mutfak Robotları
- Tost Makineleri
- Ekmek Kızartma Makineleri
- Elektrikli Pişiriciler
- Fritözler
- Mikrodalgalar
- Mini Fırınlar
- Mısır Patlama Makineleri
- Doğrayıcılar
- Katı Meyve Setleri
- Narenciye Sıkacakları
- Düdüklü Tencereler
- Seramik Tava
- Seramik Tencere
- Seramik Sahan
- Seramik Buharlı
- Ev Elektroniği
- Çay Kahve Makineleri
- Bebek Bakımı
- Ev Tekstili
İnsanın iki ayağı üzerine kalkmasıyla başladı sorun. Ağaç dallarına daha kolay uzanabiliyor, elleriyle hayvanları avlayabilir, avladıklarını başının üstünde taşıyabiliyor, daha uzakları görebiliyordu Homo Erectus Bey. Evet biraz sırtı ağrımıştı dikilirken, ama buna değerdi doğrusu; vücudunun yükünü taşımaktan kurtulup boşta kalan elleriyle başka şeyler yapabiliyordu çünkü. İki taşı birbirine sürterken ateş yakmayı keşfetmişti; dört ayak üzerinde gidiyor olsaydı hala, hayatta gelmezdi aklına bu.
Hayvanları avlamak için peşinden koşup, koşup, koşup, koşup durmak gerekmiyordu; elleriyle yaptığı sivri şeyleri hayvana fırlatıp onu devirebiliyordu. Başka böyle aletler de yapabilirdi; sivri, uzun, kısa, künt... Hatta bir de yuvarlak bir şey vardı kafasında, buradan yuvarlandın mı tıkır tıkır aşağı gitmeliydi, belki tıkırlak derdi adına... Bu işini çok kolaylaştırırdı, çünkü beli de ağrıyordu ayağa kalkalı beri. Bazı ağır şeyleri sırtı ağrıyor diye başının üstünde taşımıştı, o günden beri boynu da ağrıyordu. Yine de iyi olmuştu ama ayağa dikildiği. Boşta kalan elleriyle Homo Erectus Hanım`a sarılabiliyordu artık. Renkli toprakları mağaranın duvarlarına sürüp avladığı hayvanların suretlerini oraya çıkarmayı da öğrenmişti. Bunu yaparken el bileklerinden gelen çıtır çıtır sesleri dinliyor, parmak ağrıları dayanılmaz olursa ne yapacağını düşünüyordu. Onu o zaman düşünürüm, dedi kendi kendine ve ağrıyan yerlerine `eklem` adını verdi.
O günde beri eklemleri zaman zaman ağrıyor insanoğlunun. O da bu ağrıyı alıyor, resimliyor, yazıyor, çiziyor, sanat eserlerine dönüştürüyor. Artrit ve Sanat, ilk insan kadar eski eklem hastalıkları ve artrite tıp dışından bir bakış. Edebiyatçılar, plastik sanatçılar, sanat tarihçileri ve çizerler, ekleme ve hastalıklarına kendi alanlarından, sanatçı gözüyle baktılar. Çeşitli sanatçıların açtıkları pencerelerden ekleme bakmaya ne dersiniz?
(Arka Kapak)
ISBN: 9789758420018
Boyutları: 13,5 x 21,5 cm
Konu: Türkçe Kitap - Sanat - Mimarlık - Resim - Heykel
Bu ürün hakkında henüz yorum yapılmadı.
Bu kitap hakkında bir yorum yazmak için, üye girişi üzerinden giriş yapmanız gereklidir.