- Kitap
- Aile Kitaplığı
- Başvuru - Kaynak
- Bilişim - Elektronik
- Çocuk Kitapları
- Din
- Edebiyat
- Eğitim
- Ekonomi
- Etnik
- Felsefe - Düşünce
- Hobi
- Hukuk
- İletişim - Medya
- İslam
- Kişisel Gelişim
- Müzik
- Psikoloji
- Sanat - Mimarlık
- Sınavlara Hazırlık
- Siyaset
- Sosyoloji
- Spor
- Tarih
- Temel Bilimler - Mühendislik
- Tıp - Sağlık
- Turizm - Gezi
- Yemek Kitapları
- Sesli Kitap / Sesli Kitaplar
- Müzik
- Arabesk
- Rap & HipHop
- Türkçe Jazz (Caz) & Blues
- Halk Müziği
- Fantazi & Nostalji
- Türkçe Pop
- Türkçe Rock
- Film & Dizi Müzikleri
- Klasik Müzik
- Çocuklar & Aile İçin
- Oyun Havaları - Oriental
- Enstrumantal
- Diğer
- Dini Yayın
- Şiir & Anlatı
- Dans
- Kürtçe
- Etnik
- New Age
- Alternatif
- Elektro - Sufi - Chill Out
- Özgün Musik
- Tango Kanto Operet
- Karadeniz
- Alaturka
- Relax & Chill-Out
- İlahiler
- Film
- Mutfak Elektroniği
- Çubuk Blender Setleri
- Mikserler
- Mutfak Robotları
- Tost Makineleri
- Ekmek Kızartma Makineleri
- Elektrikli Pişiriciler
- Fritözler
- Mikrodalgalar
- Mini Fırınlar
- Mısır Patlama Makineleri
- Doğrayıcılar
- Katı Meyve Setleri
- Narenciye Sıkacakları
- Düdüklü Tencereler
- Seramik Tava
- Seramik Tencere
- Seramik Sahan
- Seramik Buharlı
- Ev Elektroniği
- Çay Kahve Makineleri
- Bebek Bakımı
- Ev Tekstili
- Anasayfa
- Kitap
- Mesude Eğilmez
- Gelenekten Geleceğe Halkoyunları
Türkiye Halk Oyunlarını, yalnızca tek bir türe mal edip, Türk Halk Oyunları şeklinde genelleme ve bunu illere göre adlandırma çabası, ulusal kültürleri homojenmiş gibi görmekten kaynaklanan siyasi bir yaklaşımdır.
Oysaki ulusal kültür içinde, çok farklı dokuların olması yadırganacak, utanılacak bir durum olmaktan öte, sosyal bilimlerin doğruladığı ve herkesin kabullendiği bir gerçekliktir. Bunun yokmuş gibi algılanması kültürel kimliğin inkârı anlamına gelmektedir.
Anadolu’da herkes bar tutup, halay mı çekmektedir, yoksa zeybek oynayıp, horon mu tepmektedir?
Bu oyun formlarının her biri, adı olan bir kültürü işaret eden kotlardır. Dolayısıyla Halk Oyunlarını, il adı ile sınırlandırmak, kültür çeşitliliğini hiçe sayarak, ileride kan grubu aynı olan topluluğu olarak görmeye benzer.
O halde, Halk Oyunları, il adlarıyla mı anılmalı yoksa adlarıyla mı? Türk Halk Oyunları mı, yoksa Türkiye Halk Oyunları mı? Halk Oyunlarını, niçin 1923’le başlatma gereği duyulmuş, folklorun bu nadide yaratısı ne amaçla kurumsallaşmış? Halk oynayan mıydı, yoksa oynanılan mı? Bu gözde gelenek, geleceğe nasıl taşınmalı; gelenekten devraldığımız Halk Oyunları gelecekte nasıl olmalı; evrensel sahne sanatlarındaki kurallara göre, nasıl sergilenmeli... Sorunlarına yanıt arayan bu çalışmanın okurumuzun ilgisini çekeceğine inanıyoruz...
ISBN: 9789756361474
Sayfa Sayısı: 176
Boyutları: 13,5 x 19,5 cm
Basım Tarihi: 2006 - Ekim
Konu: Türkçe Kitap - Sosyoloji - Kültür Sosyolojisi
Bu ürün hakkında henüz yorum yapılmadı.
Bu kitap hakkında bir yorum yazmak için, üye girişi üzerinden giriş yapmanız gereklidir.